17 Şubat 2011 Perşembe

aslında şunu farkettim sen geldikten sonra her şeye toz pembe bakmaya başlamıştım ve kendimi fazla kaptırmıştım. hayat çok güzeldi ve beni üzücek her şey ortadan kaybolmuştu... sihirli bir değnek ile dokunurmuşçasına, sen her bana dokunduğunda hayat mutluluk, huzur, heyecan ve sevinçten ibaret oluyordu sadece. nerden bilebilirdim ki ertesi gece her şeyin gerçeğe dönüşüceğini... büyünün sona ereceğini ve senin yok olup gideceğini....

söz vermiştin birde ve üzülmemiz için hiçbir neden yok, mutlu olmak için çok zamanımız var sevgilim. demiştin ya! o kadar inandırıcı ve pozitif gelmişti ki karşı çıkamamış ve hayır elbet bir gün üzülücez diyememiştim sana. o zaman aklıma nasıl gelirdi ki ertesi gece yok olup gideceğin.

inanmıştım işte seviyorduk birbirimizi en azından seviyordum seni. sabah evine gelip en yakın arkadaşlarımızla kahvaltı ettiğimizde, oturup şarkı dinlediğimizde,  yatağına uzanıp sohbet ettiğimizde, kulağıma seni seviyorum diye fısıldadığında, sarılıp yattığımızda, her öptüğünde ya da o buz gibi ellerini tuttuğumda nerden bilebilirdim gece yok olup gideceğini!

hiçbir sebep yokken gideceğini nerden bilebilirdim ki. gündüz seni seviyorum diyen ağızdan, olmuyo ben gidiyorum diye bir cümle çıkacağı kimin aklına gelirdi! gittin işte inandım bende seviyorsun diye. mutlu olmak için olan zamanımızı, yalnız başımıza ya da başkalarıyla geçirmeye, biz yerine sen ve ben olmaya karar verdin. evet sen karar verdin yok olup gittin ertesi gece sen yok olup gittin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder