15 Ağustos 2011 Pazartesi


Bu sefer her zaman yanımda olacağını söylemeden gidiyorsun. Belki de son kez bu şekilde sarılıp kokumu içine çekiyorsun. Öpüyorsun son kez ve gidiyorsun. 
Dur gitme! 
Sana ihtiyacım var.
Diyemiyorum bu sefer. Sadece, içime kusuyorum bütün üzüntülerimi ve haykırışlarımı. O iki kelimelik cümleyi söyleyemiyorum. Kelimeler boğazımda düğümleniyor. Hayallerimiz… Şiddetli depremden dolayı yıkılan binalar gibi yıkılıyor. Kelebekler… Geri dönmemek üzere kaçıyorlar. Ve aşk… Geri gelmeyeceğini çığlık çığlığa haykırıyor. 
Şimdiden sensiz geçemeyecek günleri düşünmeye başlıyorum o anda. Zamanın geçmek bilmeyecek sessiz, yalnız ve umutsuz günleri. Korkuyorum sevgilim. Buna karşı koyup üstesinden gelemeyeceğimden korkuyorum. 
Hayır.
Dur lütfen gitme..
Çıkmıyor kelimeler dudaklarımın arasından. Ama sen hissedersin. Gitmeni istemediğimi bilirsin. Neden böyle bir vedalaşma oluyor şimdi?
Kalp atışlarım hızlanıyor sevgilim. Korkuyorum. O kadar sevdiğini söylüyordun, nasıl şimdi gidersin! 
Nasıl sevmediğini söylersin! 
Yıldızımızı görüyor musun sevgilim?
Hani bitanem nerde göster bana?
Bak tam şurda en büyük ve en parlak olan. 
Evet gördüm aşkım. Çok parlak ve çok büyük gerçekten. 
Ve yalnız…
Bizim gibi…
Yalnızlığımızda, yalnız bırakıyorsun şimdi beni. Gidiyorsun. 
Dur gitme!
Seni seviyorum.
Diyemiyorum. affet sevgilim. lütfen affet. Gitmek isteyen sendin ve gidiyorsun. Son kez bu şekilde sarılıp kokumu içine çekiyorsun. Öpüyorsun son kez ve gidiyorsun..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder